Kimoto Hiomashi
![Kimoto Hiomashi](https://2img.net/u/1317/29/09/40/avatars/69-46.png)
Mesaj Sayısı : 7 Kayıt tarihi : 06/02/13
![Kimoto Hiomashi Empty](https://2img.net/i/empty.gif) | Konu: Kimoto Hiomashi Çarş. Şub. 06, 2013 4:32 pm | |
| Kimoto HiomashiYaşı: 21 Köyü: Kumogakure Element: Suiton - Raiton Rütbe: Jounin RP: - Spoiler:
Hiomashi ailesi Kumogakure köyünün en köklü dolayısıyla güçlü ailelerinden biriydi. Ancak bu ailede yıllardan beri süregelen bir sorun yaşanıyordu. Elli yıl önce, ailenin en iyi iki Shinobisi Siji ve Miton çok önemli bir göreve çıktılar. İkili defalarca zor görevlere çıkmış ve ustalıkla üstünden gelmişlerdi görevlinin. Savaş tarzları birbiriyle o kadar uyumluydu ki grup dövüşünde ikisini alt edecek Shinobi sayısı oldukça azdı. Kardeş olamları bu uyumluluğu dahada kolaylaştırıyordu.
Yinede Siji ve Miton arasında karakter farklılıkları gözardı edilemezdi. Uyumlulukları sadece savaş esnasında sürüyordu. Siji her zaman uzun vadeli düşünür gücü sadece ona hiçbir dezavantajı olmayacaksa isterdi. Asıl amacı her zaman disiplin ve kurallardı. Miton ise gücü her şekilde ister arzular ve almak için herşeyi yapardı. Bu yüzden Siji ile çokça kez fikir ayrılığına düşerlerdi. Siji onun bu güce olan tutkusunun onu birgün mahvedeceğini tekrarlar, Miton ise onun gibi olanların asla güce kavuşamadıklarını sadece gücü olanlara hizmet ettiklerini söylerdi.
Bu çıktıkları görev Kirigakure'den firar eden bir Shinobi'yi canlı bir şekilde ele geçirmekti. Kirigakure ile süren bu dostluk anlaşması onların sorunlarını Kumogakure'nin sorunu yapıyordu. Shinobi'nin Şimşek ülkesi sınırlarına girdiği haberi Kumogakure'ye iletildiğinde Raikage Miton ve Siji kardeşleri göreve uygun görmüştü. Shinobi'nin canlı ele geçirilmesi çok büyük önem arz ediyordu.
Uzun süren uğraşların ardından Kiwa denilen bu Shinobi'nin izini buldular. Shinobi Şimşek ülkesindeki Arashi şehrine yakın ormanlık bir arazide biryerlerdeydi. Ormanlık alana girdiklerinden beri Siji başka bir çakra sezmeye çalışıyordu. Miton ise sessizce önünden ilerliyordu Siji'nin. İki saatin ardından Siji başka bir Shinobi'nin çakra gücünü sezdi. Miton'a yerini işaret etti. Miton hızlandı ve Siji'nin işaretiyle durdu. Az bir mesafede tahtadadan yapılmış bir kulübe vardı. Siji Miton'a yaklaştı ve gözlerine dikkatle baktı.
Kulube etrafında altmış derece kadar ilerlediler, kulubeye yaklaşmamaya özen gösteriyorlardı. Kulube'nin önünde birisi közleşmiş ateşin önünde bağdaş kurmuş oturuyordu. Kucağında bir katana vardı. Kıpkırmızı parlıyordu. Miton hayranlıkla kılıca bakıyordu Siji onu hafifçe dürttü. Miton hazır olduğunu belli eder şekilde kafa salladı. Siji el mühürlerini hiç ses çıkarmadan hızlı bir şekilde yaptı ve '' Daibakufu no Jutsu'' diye haykırdı etrafında su kümesi oluştu ve ışık hızında düşmana dönerek gitti. Kiwa kafasını kaldırdığı gibi sert darbeyle yere yapıştı. Düştüğü anda kafasını kaldırdı, gökyüzünde kendisine doğru gelen bulanık bir cisim gördü. Miton havada ''Raiton: Raizou Ikazuchi wo Utte'' tekniğini kullanarak elinde bir yıldırım yarattı küçük boyuttaki bu yıldırım ile birlikte ayılmaya çalışan Kiwa'nın göğsüne darbeyi indirdi. Kiwa'nın gözleri kapandı. Siji neşeyle Miton'un yanına atladı elini omzuna koydu. o anda Kiwa' nın bedeni geriye duman kümesi bırakarak yok oldu. Siji hafifçe sırıttı. Saniyeden kısa sürede ikisinin arasında Kiwa belirmişti iki elindede bulunan Kunailerden birini Siji'nin diğerini Miton boğazına dayamıştı hafifçe sırıtıyordu.'' Siz çocuklar beni o kadar kolay haklayamazsınız'' diye haykırdı. Miton'un gözü hala belinde asılı olan Kırmzıı Katanaydı. Siji hafifçe sırıttı ve '' Sanırım çıktan kurtulduk'' dedi ve ikisininde bedeni bir anda hafifçe patladı ve suya döndü. Kiwa'nın gözleri korkuyla açıldı. Arkasına döndüğü anda ''Siji'nin Gousuiwan no Jutsu'' tekniği ile güçlendirdiği kolu ile attığı dirsek darbesini suratına yedi. Güçlü darbenin etkisiyle kendinden geçti.
Köye doğru yola çıktıklarından beri garip bir sessizlik hakimdi. Görev bitiminde hep görevden bahsetmeyi seven ve düşüncelerini Siji ile paylaşan Miton çok sessizdi. Düşman Shinobi'den alınanları çantaya koyan Siji onları Raikage'ye verecekti. Miton bunun bir kayıp olduğunu Raikage'nin Katana'nın varlığından bile habersiz olduğunu biliyor ve Katanayı kendine istiyordu. Siji'ye konuyu açtı: '' O katanayı alacağım Siji. Bize Kiwa'yı getirin dendi Katana'yı değil.'' Siji umursamazca sırıttı.: '' Hayır almayacaksın sevgili kardeşim. Düşman bir Shinobi ele geçirildiğinde üzerindeki her eşya teslim edilir ve bunu biliyorsun. Kelime oyunlarıyla eşyalara sahip olamazsın.''
Miton nedense Katana'yı öyle çok istiyordu ki bu sözleri duymuyordu bile. Biraz daha sessizce ilerlediler. Miton düşünmeden edemiyordu, kılcıın pürüzsüz yüzeyi kırmzıı parıl parıl parlayan belli başlı çizgileri, Siyah deri üzerine altın yaldızlı iple sıkılmış kabzasını... Birden kaderini ve gelecek nesillerinin kaderini değiştirecek birşey yaptı. Bunu neden yaptığını anladığında çok geç olacaktı. Elinde biriktirdiği elektriği yumruğuyla birleştirdi birde elektrik tipi çakrasını da eline odakladı ve anında Siji'nin sağ kulağına yapıştırdı. Elektrik Siji'nin kulağından beynine akın etti. Yumruk o kadar şiddetliydi ki Siji'nin kırılan kafatası'nın sesi net şekilde duyulmuştu. Siji anında yere yığıldı. Kan boşalıyordu, kafasındaki her delikten. Kiwa bile çakra ipiyle ellerinden ayaklarından bağlı şekilde onları izlerken şaşkınlık içindeydi. Miton Siji'yi umursamadan omzundaki çantayı çekip aldı. Kabzası dışarı taşan Katana'yı çekip çıkardı ve hayran gözlerle baktı. Kabzasından sıkıca kavradığı Katanayla Kiwa'ya doğru yürüdü. Tek hızlı bir darbe. Fışkıran kan ağaç gövdelerini ve otları kırmızı renk ile lekeledi. Kiwa cansız bir şekilde düştü. Miton hala kılıca bakıyordu.
Köye iki cesetle dönmesi büyük yankı uyandırdı. Rikage'ye Kiwa'nın umulandan çok güçlü olduğunu dövüşte ansızın Siji'yi hakladığını onun da o an ki şok ve hırsla onun gırtlağını kestiğini anlattı. Raikage düşündükten sonra hüzünlü bir şekilde kafa salladı. Miton oldukça üzgün göründüğünden daha fazla detayı sormadı o an... Cenaze yapıldı. Siji'nin oğlu Kuawi henüz yirmili yaşlarındaydı. Babasının ansız ölümü onun derinlerinden sarsmış, hüzne boğmuştu. İntikamını kendisinin alamamaış olması ise onu iki kat kederli kılıyordu. Miton hüzünlü ve kederli kardeş rolünden ancak evinde Katana'sıyla yalnız kaldığında çıkıyordu. Neyse ki kılıca olan aşkı zekasını yitirmesine yol açmamıştı.
Aradan zaman geçse de aile içinde Siji'ye yakın olan akrabalar, ileri gelenler konu üzerinde düşündüler. Siji'nin Miton'dan da usta ve asla aptal hatalar yapmayacak bir Shinobi olduğunu çok iyi biliyorlardı. Bir kaç Kimoto konu üzerine toplanıp konuşmaya başladılar. Dövüş sırasında hata yapan biri olsa olsa Miton'un kendisi olurdu. Siji asla heyecana düşmez kendini riske atacak birşeyi asla yapmazdı, yenilmesi için ancak düşmanının ondan üstün olması gerekirdi, Kiwa isimli Shinobi güçlü olsa da Siji'nin klasmanı değildi. Bu toplantılar ve beyin fırtınaları büyüdü ve toplantılara dönüştü, Kuawi toplantılara katılıp babasının yıllık dostlarını dinliyordu. Bu konuşmalar yeni fikirlerin kafasında canlanmasına yol açıyordu. Artık toplantıya katılanların neredeyse hepsi Miton'dan şüpheleniyorlardı. Siji veya Miton'un sahip olmadığı bu durumda Kiwa'nın sahip olduğu belli olan kılıç Miton'daydı üstüne üstlük Kiwa bu kılıcın açabileceği bir yara ile öldürülmüştü. Bu da onlara bunun savaş anında bir öldürme değil bir infaz olduğu bilgisini sağlıyordu.
Aile'nin geri kalan üyeleri ( Siji yandaşları kadar olmasada azımsanamazlardı da ) ise Miton'u savunuyor ve Siji'nin ölümünden Miton'u sorumlu tutanları sert dille kınıyorlardı. Miton'un hem kardeşini kaybetmesi hemde ailesi tarafından dışlanmasının ona çok ağır geleceğini düşünüyor bu yüzden onu korumaya adıyorlardı kendilerini. Çok geçmeden bu gruplaşma tam anlamıyla aileyi ikiye böldü. Bu gruplaşma savaşa döndü. İki araf birbirinden iğreniyor ve yok etmek istiyordu.
Aradan 15 yıl geçti.
Miton ölümünün geldiğini hissediyordu. Yaşlılık olduğunu düşünüyordu. Gerçektende doğal olmayacak bir şekilde hızlı yaşlanmıştı. Aka adını verdiği Katanasını bir an yanından ayırmıyordu onsuz ölmek onun için en kötü şey olurdu. Daha sonra aile fetlerinden en güvendiği olan Yurai ona kılcıın Kirigakure'nin hazinesi sayıldığı Kiwa'nın da kılcıı çaldığı için köyden çaldığını söylemişti. Yurai'nin ulaşamayacağı bilgi yok denilecek kadar azdı. Bilgi Raikage'ye dahi verilmemişti Kirigakure tarafından. En önemli hazinelerini koruyamamaları utancını duyurmaktansa kılıcın gitmesine göz yummuşlardı. Ancak kılcın etkisi bazı kişilerde ortaya çıkıyordu. Kendine öyle çok bağlıyordu ki Shinobi'yi Shinobi onsuz kalamıyor onunla dövüşüyor onunla yaşıyordu. Miton bu etkiye kapıldığını anlamıştı yinede kılıçtan uzaklaşamıyordu. Bu kılıç etkisi Miton'u hızlı yaşlandırmış ancak bir o kadar güçlü kılmıştı.
Ölüm saatinin yaklaştığını çok iyi anladığı gün yanına sadece Yurai'yi çağırdı. Ne karısı ne çocuğu vardı Miton'un. Aka'yı kınından çıkardı ve Yurai'ye uzattı. Uzatırken elleri titriyor sanki tekrar kılıca sarılıp asla bırakmamak istiyordu. Zorlandığını açıkça belli eden yüz hatları Yurai'yi korkutmuştu. Hafifçe elini uzattı ve Aka'yı tuttu. Elinden aldı. Miton yaşlı gözlerle dostu Yurai'ye baktı ve fısıltıya dönmüş sesiyle ''Aka'ya iyi bak Yurai'' dedi.
Ertesi gün cenaze töreninde Raikage dahil birçok önemli isim vardı. Ancak Kuwai'nin önderlik ettiği gruptan bir kişi bile görünmüyordu. Bu dava Miton'un ölümü ile kapansa herşey çok daha güzel olabilirdi ancak Kuwai'nin siniri dinmek bilmiyordu. Doğan oğlu Yakuru'ya Miton ve onun o dostu Yurai'yi anlatır onlardan nefret etmesini sağlamaya çalışırdı. Kendisi bir şekilde intikam alamazsa Yakuru'nun almasını tembihlerdi. Dedesinin arkasından Miton ve o Yurai'nin nasıl güldüğünü kin dolu bir ses tonuyla anlatırdı.
Yurai'nin oğlu Hiomashi yasak olmasına rağmen akademide tanıştığı Yakuru ile yakınlaşmıştı. Yakınlaşma yakın zamanda yerini dostluğa bıraktı. İkili aileleri bilmediği sürece gezip eğleniyor birlikte yemek yiyorlardı. Yurai, Hiomashi'ye Miton-Siji olayının aslını asla anlatmamış bu tartışmanın nedenini sadece Kuwai'nin abartmaları olduğunu belirtmişti. Hiomashi ve Yakuru Chunin olduklarında yaşlarıda ilerlemişti. Eskisi gibi gizlice bululuğ çocukça eğlenmiyorlardı. Ailelerden kaçmak oldukça zordu. Üstelik Yakuru büyüdük sıra Kuawi'nin şiddeti artan ve kendisini büyüdükçe büyüten nefret hikayelerinden etkilenmeye başlamıştı. İntikam duygusuyla yeni yeni tanışan Yakuru nefret beslemeye başlamıştı. Hiomashi ise hala Yakuruya derin bağlılık ve dostluk hissetmeye devam ediyordu.
Kuawi Yakuru'ya bildiği herşeyi öğretti onu güçlü hale getirdi. İntikamını onun almasını sağlamak istiyordu. Yakuru nefret duysa da Hiomashi ile dövüşmek istemiyordu. Ancak babasına karşı gelmek de istemiyordu. Kuawi Yurai'nin kapısına dayandı ve ona artık işlerin çözümlenmesini istediğini 3 gün içinde dağda Hiomashi ile Yakuru'nun ölümüne duello ile bu işi çözmesi gerektiğini söyledi. Yurai Kuawi'nin intikam uğruna oğlunu riske atacak kadar gözünün dönmesinden ürkmüştü. Ancak soğuk kanlı görünerek beyaz sakalını okşadı ve : ''Sen delirmişsin. Oğlumu neden böyle gereksiz birşey için riske atayım''dedi. Sinirlenen Kuawi salyalar saçarak haykırdı : '' Dinle beni Yurai ya duello ile çözülecek yada bu işi gerilla savaşına çeviririm. Her arkadaşın karın hatta Hiomashi'yi bile sırtında Kunai ile yatarken bulmak istemezsin. Bu yüzden kabul et.'' Yurai bu tehdite saldırıyla karşılık verirdi ancak bu hiçbirşeyi çözmeyecekti. Kuawi boşa tehdit savurmazdı. Dediğini yapardı. Üstelik oğlunu o şekilde onursuzca öldürülmüş bir şekilde bulmak ona acıların en büyüğünü yaşatırdı. Bu sebeple Duelloyu üzüntüyle kabul etti. Yüz ifadesi bir derece bile yumuşamayan Kuawi dönüp evine gitti.
Yurai durumu Hiomashi'ye açıkladığında Hiomashi asla Yakuru ile dövüşmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine babasıyla ilk kavgasını etti. Duello teklifini kabul etmek zorunda kalan Hiomashi ne olursa olsun Yakuru'yu öldürmeyeceğine dair kendine söz verdi. Bir gün sonra kavgalarının şiddeti dindiğinde Yurai Hiomashi'yi evlerinin bodrum katına götürdü. Orda bulunan Hiomashi'nin birkaç kere dikkatini çeken uzun sandığı açtı. İçinden beyaz bezlerle sarılmış bir nesne çıkardı. Hiomashi dikkatle izliyordu. Babası bir kadına dokunur gibi narince örtüyü açtı Kırmızı bir katana ortaya çıktı bezin altından. Karanlık bodrum dairesini kızıl ışığıyla dolduruyordu. Hiomashi için bir dönüm noktasıydı bu. Kılıç öyle güzel öyle hoştu ki... Yurai konusşamay başladı : '' Sana küçüklüğünden beri Kenjutsu eğitimi veriyorum Hiomashi. Nedeni bu... Bu Katana senin bu duello'daki avantajın olacak. Bununla yenebileceksin onu ve bunun sayesinde......'' Yurai konuşuyor konuşuyordu.. Hiomashi için vızıltıdan başka birşey değildi. Onun sadece görme duyusu değil tüm duyuları bu kılıca ulaşmaya çalışıyordu. Dokunmak, yalamak, koklamak istiyordu. Ölene kadar onunla kalmak istiyordu. Zombileşmiş şekilde kılıca doğru yürüdü. ''Tamam baba sadece ver onu bana'' Kılıcı aldı okşadı. Beline taktığında tekrar beyninin kontrolü düzelmişti. Kılıca hala aşk duyuyordu ancak artık normaldi.
Duello günü gelmişti. Dağdaki düzlük bir kısımda toplanmışlar Kuawi ve dostları dizilmişlerdi. Yakuru hazırlıklarını tamamlamıştı. Daha sonra Yurai ve adamları bölgeye geldiler ortalarında Hiomashi vardı. Yakuru'ya hüzünle baktı. Yakuru aynı şekilde hissetmiyordu. Bir an önce savaşmak için can atıyordu. Ardından Duello hızla başladı. Yakuru'nun darbelerinden çevikliğiyle kaçmakla yetinen Hiomashi en sonunda Aka'yı çekti. Çekmesiyle Aka sanki kontrolü ele almıştı. Çakra gücünü ele geçiriyordu Aka. Hafifçe savunmak için kaldırdığında Katana savunmakla kalmayıp rakibin kunai'sini düşürmüştü. Yakuru sinirlenerek el mühürlerini yaptı ve ''Suigadan no Jutsu'' diye haykırdı. Sudan oluşan ucu keskin nesneler Hiomashi'ye hucum etti. Kılıçla bunları karşılayan Hiomashi yerde uzunlamasına takla atarak kılıcı Yakuru'ya doğru kaldırdı. Hafifçe dokundrmak istemişti sadece. Ancak Aka Yakuru'nun göğsünün tam ortasına saplanmış, ihtişamlı birşekilde parlıyordu. Kırmızı çizgiler kan ile daha da parlıyordu. Kılıcın etkisi öyleydi ki, Hiomashi hem hayranlık duyup hem arkadaşına yaptığı için nefret ediyordu ancak hayranlığı galip geldi.
Kuawi yıkılmıştı bu darbeyle. Göz yaşları içinde yere kapaklandı. Dostları onun bu acısı karşısında küçüldüler her birinin gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Baba'nın çığlıkları Yurai'nin yoldaşlarını bile üzüyordu. Zafer havası yoktu. Hüzün vardı. Yakuru can vermiş, kan davasını kapatmıştı Kuawi...
Aradan 5 yıl daha geçti. Kuawi, oğlunun ölümünden 2 ay sonra kendini öldürmüş, bu da kan davasını gerçek anlamda sonlandırmıştı... Düşmanlık olmamasına ragmen taraflar esla eskisi gibi aile olamadı. Yurai Shinobi'liği bırakmıştı. İstihbarat ekibinde ara sıra çalışıyordu. Hiomashi ise Yakuru için bir süre üzülmüş intikamın dünyadaki en kötü şeylerden biri olduguna karar vermişti. Kesinlikle iki tarafada çok zarar veriyordu ve hiç yararı yoktu. Kenjutsu'da kendini eğitmiş Ninjutsu'da da oldukça ilerlemişti. 5 yılın sonunda da Jounin olmuştu. Bu onun için yeni bir hayattı. Yaşadıklarından ve karışlık aile tarihinden birçok ders çıkarmış, bunların daha sonra işine yarayacağına emin bir şekilde yaşıyordu.
En azından en yakın arkadaşı ölümsüzdü... Aka hep onunlaydı.... Kişilik: Hiomashi hırslı, mücadeleci, azimli bir Shinobi. Sosyal ilişkilerde ise kolay ulaşılan sıcak kanlı ve iyi kalpli. Zeka'nın insanın sahip olabileceği en büyük güç olduğuna ve iyi kullanmayı başarmışsan zeka sayesinde altından kalkılamayacak güçlüğün olmadığına inanıyor. Aka'dan başka daha değer verdiği birşey yok. Geçmiş: Ailevi gruplaşma ve çatışmalar içinde büyüdü, düşman gruptan biri ile arkadaş oldu. Dedelerini ilgilendiren bir sorundan ötürü istediğiyle konuşamaması ve kardeşin kardeşle düşman olması ona hep saçma geldi. Yinede bu kan davasını çözecek kişilerden biri oldu yakın arkadaşı Yakuru'yu özel kılcıı Aka ile öldürdü. Bu onu kedere boğsa da bu uzun sürmedi. Duygularının öyle büyük kısmı Aka' ya yönelikti ki başka duygulara çok yer ayıramıyordu bile. Başarılı bir Chuunin'liğin ardından Jounin olmuştur. Babası Yurai ve annesi ile yaşamayı Jounin olmasıyla bırakıp kendi evine geçmiştir. Temel Stat Puanları Güç (VIT):30 Çeviklik(AGL):60 Dayanıklılık(STR):25 Zeka(INT):30 Chakra Seviyesi(CL):20 Chakra Kontrolü(CC):25 El Becerisi (DEX):20 Jutsu Stat PuanlarıNinjutsu: 15 Genjutsu: 0 Taijutsu: 3 Kenjutsu: 33 Shurikenjutsu: 0 | |
|
Masamune Yönetici
![Yönetici Yönetici](https://2img.net/h/i1199.photobucket.com/albums/aa472/moirae666/youmlnetim_zps44f94a46.png)
Mesaj Sayısı : 78 Kayıt tarihi : 23/01/13
![Kimoto Hiomashi Empty](https://2img.net/i/empty.gif) | Konu: Geri: Kimoto Hiomashi Perş. Şub. 07, 2013 11:30 am | |
| Onaylandı. Gözden kaçırmışım, özür dilerim. | |
|
Kimoto Hiomashi
![Kimoto Hiomashi](https://2img.net/u/1317/29/09/40/avatars/69-46.png)
Mesaj Sayısı : 7 Kayıt tarihi : 06/02/13
![Kimoto Hiomashi Empty](https://2img.net/i/empty.gif) | Konu: Geri: Kimoto Hiomashi Perş. Şub. 07, 2013 11:39 am | |
| | |
|